Antakyalı iki kız kardeş olarak
672 km uzaklıktaki iş birliği yaptığımız Antakyalı emekçilerimizle birlikte çıktığımız bu yolda, aile mirasımızı sürdürmek ve depremden etkilenen yerel üreticiye destek olmak amacıyla; katkı maddesi kullanmadan ve mevsimsel şartları göz önünde bulundurarak ürünlerimizin raf ömrünü uzatmak için geleneksel yöntemlere başvurduk. Gölgede veya güneşte kurutma, zeytinyağı ile salamura, ve kısık ateşte pişirme gibi yöntemlerle ürünlerimizin tazeliğini korurken, sağlıklı ve doğal bir alternatif sunmayı amaçladık. Bu yaklaşımımızla, geçmişten gelen bilgelikle günümüzün ihtiyaçları arasında köprü kurarak, hem doğal lezzeti koruyor hem de sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturuyoruz.